13 Temmuz 2009 Pazartesi

TATİL e gidiyoruz(galiba)

İnanamıyorum... Galiba bizde tatil yapacağız bu sene. Şimdilik , yani bu sabah itibariyle aldığımız karar hafta sonu Altınoluk a gitmek.Tabii Damla Hanımla kolayda Tuna bey le nasıl olacak göreceğiz.Ben kendime çılgın diyordum ama kızım banden de çılgın.2 aylık bebekle tatil fikri başka türlü kabul edilemez çünkü.Geçen seneki muhteşem tatil günlerimiz aranacak mı bakalım. Fethiye Ölü Deniz. Muteşem deniz,kumsal ve yamaç paraşütü serüvenleri. Unutulmaz bir hafta geçirmiştik.Umarım bu senede öyle olur.Bir senenin yorgunluğu bir haftayla bitmez ama idare edeceğiz artık.
Tuna nın kolik sancıları başladı. Canım benim.Hiç kıyamıyorum.Ne illet bir sancıdır bu. İnşallah çabuk geçerde kuzum rahatlar.Damla da bu aylardayken olurdu. Çok geceler araba ile gezerdik sokaklarda rahatlasın diye. Sonra birden geçerdi,uykuya dalardı.Bazende fön makinası devreye girer,çıkardığı sesle rahatlatırdı küçük hanımı.Şimdide bebişe uyguluyoruz bu yöntemleri. Garip ama faydasıda oluyor. Kolik için cd bile çıkarmış adamlar. Koyuyorsun cd play e, o çalsın, anne ve çocuk rahatlasın. Oh ne güzel kolaylık. Akıl edene bravo. Ben çocuklarımı büyütürken gazları oldumu muskatı rendeler,anne sütüne karıştırır ağzına akıtırdık.İmkanlar kısıtlıydı. Bilgi edinimi azdı.Oysa şimdi her istediğimizi buluyoruz. Araştırıyoruz,öğreniyoruz. İşler kolaylaştı sizin anlayacağınız.
Bebişleri olanlara az kolik li günler dilerim.

6 Temmuz 2009 Pazartesi

HAYVAN SEVGİSİ







Çocukluğumda çok korkardım kediden özellikle de köpekten. Daha sonraları çocuklarımın ve eşimin ısrarıyla 1 haftalığına sevmek için eve aldığımız yavru köpek , bu arada ismi de DAFY idi, 14 sene bizle yaşadı.Tabii bende alıştım,sevdim,anladım hayvan sevgisini bu süreçte. Onların ne kadar sevgiye muhtaç, ne kadar masum, aslında nekadar sevecen olduklarını öğrendim. Ne yazık ki Dafy yi 2 yıl evvel kaybettik.Çok yaşlanmıştı ve yakalandığı hastalığı atlatamadı. Gidince çok üzüldük. Çok özledik. Sonra da tekrar bir hayvan almayı asla istemedim.Sonrasını düşündüğüm için.



Damla Hanım 1 yaşına geldiğinde onu hayvanlara alıştırmak,korkmamasını sağlamak için, önce bahçemize gelen güvercinlerden başladım işe. Hergün bir avuç buğday attık onlara sabah kahvaltısı diye. Daha sonra aldığım kedi mamasıyla yine bahçemizdeki kedileri besledik beraberce. Onlara kendi sütüyle mama yaparken,içine ekmek doğrarken seyretmek harika bir duygu.Şimdi hayvanlardan korkmayan, bilakis onlarla oynamayı seven, korumayı bilen bir çocuk oldu. Ona bir köpek alsam sanırım elleriyle besler,büyütür. Ama kardeşi daha çok küçük olduğu için bu planımızı biraz ertelemek zorunda kalıyoruz.



Herkese tavsiyem çocukları hayvanlardan uzak tutmayın. Bilakis yakınlaşmalarını sağlayın. Korkutmayın onlarla.Çocuklar sevginin, paylaşmanın ilk adımlarını bir küçücük kediyle öğrensinler. Yada minicik bir köpek yavrusunu kucaklarına alıp okşasınlar. Emin olun kendilerine güvenleri artacaktır. Büyük bir iş başarmış kadar gururlanacaklardır. Sanırım ben Damla Hanım da bunu başardım.Şimdi hayvan dostu bir torunum var.

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Mezuniyet sevinci ve tuzlu poğaça

Kendi kendime söz vermiştim hergün bir post bir resim koyacaktım bloguma. Ama olmuyor işte.. Günün koşturması içinde oturup bir türlü yazamıyorum. Damla hanım "hadi annane" dedi mi iş güç gidiyor aklımdan. Oyun, faaliyet, okula götür, getir derken ancak oturabildim..
Bugün hayatımın en güzel günlerinden birini yaşadım. Küçük kızım üniversiteden mezun oldu.. Diploma törenine gittim teyzeleriyle beraber. Ne yazık ki ablaları gelemediler. Birisi lohusa, diğeri iş için şehir dışında. Ama onlar için bol bol fotoğraf çektik. O kadar heyecanlandım ki anlatamam.. Hele ismi anons edilince neredeyse bayılacaktım...

Allah böyle güzel duyguları herkese nasip etsin!

Kızım Boğaziçi Üniversitesi'nde Ekonomi okudu. Ama sanırım yakın gelecekte iyi bir modacı olacak inşallah..
Çok güveniyorum kızıma.. Zaten istediği de bu. O yüzden diplomasını bana hediye etti.. Aşağıda diploma devir teslim töreninin fotoğrafını görebilirsiniz:

Bana her zaman saçma gelen üniversite sınavında yüksek puan alınca, öğretmenlerinin gazıyla girdiği bölümü bitirdi; bitirdi ama istemeden okuduğu 6 senesini kayıp sayarak. Hatır belası anlayacağınız. Rahmetli babasına verdiği sözü tutmak adına biraz da..
İnsan hayallerini ertelememeli aslında. Peşinden koşmalı, çabalamalı; gayret göstermeli azimle. Umarım canım yavrum da hayallerine kavuşur.
Bugün haftasonu, biraz dikiş dikeceğim.. Bitince sizlere gösteririm. Tuna'nın doğum mevlüdü için Damla hanıma bir kostüm hazırlıyorum! Hafta ortası fırsatım olmuyor tabii.. Ben makineye oturunca Damla hanım da terzi oluyor birdenbire... Dün de bana "annane hadi dikiş dikelim" demez mi.. Şakacıktan terzicilik oynadık, tabii işler kaldı bugüne.
Bu sabah kahvaltıya bir tuzlu poğaça yaptım.Tarifini vereyim siz de deneyin.. Hem pratik hem lezzetli..
2 yumurta (1 sarısı üzerine)
1 fincan yoğurt
1 fincan sıvı yağ
1 küçük margarin (100 gr) (erit)
1 küçük margarin kadar peynir
Kabartma tozu, aldığı kadar un
Bu malzemelerle hamuru yoğurun, 3 eşit parçaya bölün, her parçayı elinizle ya da merdaneyle açıp sigara böreği gibi sarın. Üzerlerine yumurta sarısı sürün, pişirin.
Hani demek adet olmuş ya: Afiyet olsun :)
Herkese iyi haftasonları dilerim..


1 Temmuz 2009 Çarşamba

Yeni dikiş makinem

Dikiş dikenler bilirler. Tam işin en güzel yerindesiniz, bitti diyorsunuz, çat iplik kopuyor. Onu hallediyorsunuz, ayar bozuluyor. Aman aksilik diyorsunuz, ama olmuyor, iş kalıyor. Benim emektar makinem de böyleydi, nihayet miadı doldu.. Sinyalleri veriyordu kaç zamandır. Kıyamıyordum da atıp yenisini almaya.. Eee.. kolay mı, 30 senedir az kahrımı çekmedi. Kızlarımın giysilerini dikerken, çeyizlerini işlerken ve hatta Damla Hanım’a bile zevkle ciciler dikerken benimleydi.
Eşimin en güzel sürprizlerinden biriydi bu makine bana. Birgün kapı çalmış ve servis koca makineyi bu sizin diye kapıya bırakmıştı. Daha dikişin D’sinden bile anlamıyordum. Ama öğrenmeyi de çok istiyordum. Canım benim, sürpriz yapmış bana almıştı ilk dikiş makinemi işte. Öğrendim dikmeyi boza yapa. Güzel bir şeyler çıktıkça ortaya daha çok sevdim dikmeyi.
Şimdi de damadımın hediyesi harika bir makinem var. Artık daha bir istekle oturacağım sanırım başına.
Kaç gündür aklımda Damla Hanım’a dikeceğim elbise modelini tasarlıyordum. Hemen dikmeliyim, Cuma günü küçük kızımın kep töreninde giydireceğim.. Bu arada Damla Hanım’a diktiğim elbiselerin resimlerini de koyacağım buraya.. Tek kalıptan çeşitli modeller üretmek mümkün. İsteyen olursa kalıplarını da veririm (2-3 yaş kız çocuk).
Aşağıdaki resimde benim diktiğim elbiselerden bir tanesi var, eteği iki kat, altı astarlı. Üzerindeki hırka merserize, hazır bir hırka.

Ürettikçe zevk alacağınız işler yapmalısınız. Hayatta en nefret ettiğim laf­­, “Vaktim mi oluyor” lafıdır. Neden olmasın ki.. İnsan sevdiği işler için daha doğrusu kendisi için vakit bulur - bulmalıdır. Tekdüze geçen günler ömürden çalınan günlerdir bana göre. Kitap okumak, resim yapmak, dikiş, örgü. Mutlaka sevdiğimiz bir iş vardır uygulamak için.